İhtiyar Adam
Köyün birinde yaşlı bir adam varmış. Çok fakirmiş. Ama o kadar güzel bir ata sahipmiş ki kral bile onu kıskanırmış. Kral, at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam atını satmaya yanaşmamış. - Bu sadece bir at değil benim için. Bir dost. İnsan dostunu satar mı hiç, demiş. Ancak bir sabah kalktığında atını ahırda bulamamış. Haberi alan köylüler, ihtiyarın başına toplanmışlar. - Bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var ne de atın, demişler. İhtiyar sakince dinlemiş: - Karar vermek için acele etmeyin, demiş. Sadece ‘At kayıp’ deyin. Çünkü gerçek bu, ondan ötesi sizin yorumunuz. Atımın kaybolması kötü mü oldu yoksa iyi mi? Bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez. Köylüler ihtiyarın verdiği cevaba kahkahalarla gülmüşler. Ardından da evlerinin yolunu tutmuşlar. Kısa bir müddet sonra, at bir gece ans...