ÂMÂLAR NEREDEDİR ?

Mücrimler, Cehenneme atıldığı zamanda,
Yalnız “Mü’minler” kalır Arasat meydanında.
 
Onlar da, güruh güruh geçirilip Sırat’tan,
Cennetlere girer ve çıkmazlar hiç oradan.
 
Hak teâlâ, öncelik tanıyıp “Âmâlar”a,
Bir münâdî çıkarak, nidâ eder onlara.
 
Der ki: “Dünyâ'da iken görmekten mahrum olan,
Kimseler, sağ tarafa geçsinler hemen şu an!”
 
Bunlar için, "bir sancak" bağlanır o gün yine,
Ve “Şuayb Peygamber”in verilir bir eline.
 
Bu Peygamber, onlara olur imâm ve rehber.
Sırat’tan, çok sür'atli geçerler hep berâber.
 
Sonra da, “Belâlara sabredenler nerdedir?”
Diye, ehl-i mahşere bir nidâ daha gelir.
 
Çâresiz illet”lerden vefât etmiş olanlar,
Bu nidâ üzerine, bir yerde toplanırlar.
 
Hak teâlâ, bâhusus selâm verir onlara.
Ve emir olunarak, giderler sağ tarafa.
 
Sonra, "yeşil bir sancak" bağlanarak bu kere,
Verilir o sancak da “Eyyüb” nâm Peygambere.
 
O da, bu cemâatin önlerine geçerek,
Ulaştırır Cennete, Sırat’tan geçirerek.
 
Sonra nidâ edilir: “Îmândan ayrılmıyan,
İslâm düşmanlarına kat’iyyen aldanmıyan,
 
İffet ve nâmusunu muhâfaza edenler,
Nerde, doğru îmâna sâhip olan o gençler?”
 
Onlar da ayrılarak, bir yere getirilir.
Rabbimiz, onlara da bâhusus selâm verir.
 
Bunlara da "bir sancak" bağlanır o gün yine.
Ve “Yûsüf Peygamber”in verilir bir eline.
 
Sonra nidâ edilir: “Allah rızâsı için,
Birbirini sevenler, buraya geliversin!”
 
Huzûr-u ilâhîye gidince bu cemâat,
Rabbimiz selâm verip, buyurur çok iltifât.
 
Ve "bir sancak" bağlanır yine bu insanlara.
Verilir bu sancak da “Aliyyül Mürtezâ”ya.
 
O da, bu cemâatin geçerek önlerine,
Kavuşturur onları Cennet nîmetlerine.
 
Sonra bir münâdîden şöyle bir nidâ gelir:
“Allah korkusu ile ağlıyanlar nerdedir?
 
Allah’tan hayâ edip, haram işlemiyenler,
Nerdedir, Allah için ağlayıp yaş dökenler?”
 
Onlar dahî çıkarak bir mahale ayrılır.
Akıtmış oldukları “Göz yaşları” alınır.
 
Sonra, “Şehîd kanı” ve “Mürekkeb-i ulemâ”,
İle tartıldığında, ağır gelir bu daha.
 
Bu cemâat için de bağlanır ki "bir sancak".
Bulunur üzerinde her türlü renkten ancak.
 
Çünkü onlar, her çeşit günâhtan kaçmışlardır.
Ve “Allah korkusu”ndan her gün ağlamışlardır.
 
Bu sancak da alınıp, verilir “Nûh Nebî”ye.
O da geçer onların önüne rehber diye.
 
Sırat’tan geçirterek ardında olanları,
Cennet nîmetlerine kavuşturur onları. 

İMÂM-I GAZÂLÎ (Rahmetullahi Aleyh)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hüseyin Bebek

Hazreti MUHAMMED ve CEBRAİL Arasındaki Konuşma

Hz. Ali ve Amr Bin abdud un Savaşı