ŞEFÂAT HAKTIR

Allah korkusu” ile ağlayıp yaş dökenler,
İçin de, bir sancağı bağlıyarak melekler,
 
Verirler onu dahî, “Nûh aleyhisselâm”a.
Bunların önlerine geçmek ister “Ulemâ”.
 
Derler ki: “Allah için ağlayıp yaş dökmeyi,
Onlar, bizden öğrenip geçti daha ileri.”
 
O zaman bir münâdî nidâ eder: “Yâ Nûh, dur!”
Nûh Nebî, bu nidâyı işitip hemen durur.
 
Sonra, başka bir melek çıkar ve nidâ eder:
“Nerdedir Allah için şehîd olan kimseler?”
 
Şehîdler getirilip, bir yerde durdurulur.
Onlar için, safranlı "bir sancak" emr olunur.
 
Ve “Yahyâ Peygamber”e onu teslim ederler.
O da, o cemâate olur imâm ve rehber.
 
Onlar da ilerleyip, geçmek isterler, ama,
Onların da önüne geçmek ister “Ulemâ”.
 
Derler: “Onlar, cihâdı bizlerden öğrendiler.
Şimdi nasıl olur da, önümüzden giderler?”
 
Âlimlerin yazdığı “Mürekkep” getirilir.
Şehîdlerin "Kan"ıyla tartılıp, ağır gelir.
 
Hak teâlâ, o zaman buyurur ki: “Âlimler,
Sanki benim katımda Peygamber gibidirler.”
 
Sonra o ulemâya buyurur ki Rabbimiz:
“Dilediklerinize, siz şefâat ediniz!”
 
O zaman, âlimlerin her biri için, birer,
Münâdîler çıkarak, şöyle nidâ ederler:
 
“Ey insanlar dinleyin, filânca âlim için,
Şefâat etmesine, Rabbimiz verdi izin.
 
Kim onun bir işini eğer görüverdiyse,
Ya bir bardak su verip, bir lokma yedirdiyse,
 
Yâhut kitaplarını dağıttıysa her yana,
Şefâat edecektir bu âlim o insana.”
 
Bu nidâ üzerine, ona yardım yapanlar,
Yâhut kitaplarını dağıtanlar, yayanlar,
 
Büyük bir sevinç ile toplanırlar o saat.
O dahî her birine, eder o gün şefâat.
 
Beyaz renkli "bir sancak" bağlanarak bu defâ,
Sonra, teslim edilir o da “Halîlullah”a.
 
Önce şefâat eden, olur o gün “Resûller”.
Nebîler”le “Ulemâ” onları tâkib eder.
 
O an ehl-i mahşere, yine bir nidâ gelir.
Denilir ki: “Sabreden fukarâ nerededir?”
 
Huzûr-u ilâhîye gelince bu cemâat,
Hak teâlâ, onlara buyurur çok iltifât.
 
“Merhabâ ey dünyâ'sı zindan olan kimseler!”
Diye buyurulunca, onlar çok sevinirler.
 
"Sarı sancak" bağlanıp, bu sefer de bunlara,
Îsâ aleyhisselâm” rehber olur onlara.
 
Sonra nidâ gelir ki: “Zenginler nerededir?”
Şükredici zenginler, oraya getirilir.
 
Onlara da "bir sancak" bağlanarak bu kere,
Verilir bu sancak da “Süleymân Peygamber”e.
 
O da, o zenginlere olur imâm ve rehber.
İlerleyip, Cennete girerler hep berâber.

İMÂM-I GAZÂLÎ (Rahmetullahi Aleyh)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hüseyin Bebek

Hazreti MUHAMMED ve CEBRAİL Arasındaki Konuşma

Hz. Ali ve Amr Bin abdud un Savaşı