EHL-İ BELÂ NERDEDİR ?
Bir nidâ
edilir ki: “Ehl-i belâ nerdedir?”
İMÂM-I GAZÂLÎ
(Rahmetullahi Aleyh)
Onlar, mahşer içinden
huzûra getirilir.
Ve suâl
edilir ki: “Allaha ibâdetten,
Sizleri, hangi nesne,
hangi şey eyledi men?”
Onlar dahî cevâben derler
ki: “Hak teâlâ,
Dünyâ'da çok vermişti
bizlere dert ve belâ.
Mübtelâ olduğumuz o belâ
ve dertlerden,
Mahrum olduk doğrusu
Allaha ibâdetten.”
Denilir ki:
“Sizlere çok belâ geldi, evet.
Hazreti Eyyûb’a da
gelmişti çok musîbet.
Şimdi, bu ikisini edin de
mukâyese,
Söyleyin doğrusunu hangisi
fazla ise.”
Başları, önlerine düşerek
onlar hemen,
Îtirâf ederler ki: “Çok
idi ona gelen.”
Denir ki:
“Olmadı da o dertler ona mâni,
Sizi mi ibâdetten alıkoydu
o yâni?”
Sonra da bir münâdî çıkar
ve nidâ eder.
Ve der ki:
“Nerededir, gençler ile köleler?”
Ehl-i mahşer içinden,
onlar dahî seçilir.
Huzûr-u ilâhîye topluca
getirilir.
Ve suâl
edilir ki: “Allaha ibâdetten,
Ne mâni olmuş idi sizlere
böyle hepten?”
Derler ki: “Allah bize
vermişti bir güzellik.
Gençlik ve güzelliğe
aldanıp gaflet ettik.”
Sonra da, kölelere sorulur
aynı suâl.
Onlar dahî cevâben
söylerler aynı minval.
Derler ki: “Biz dünyâ'da
hür değil, köle idik.
Beylere kulluk edip,
ibâdet edemedik.”
Denilir ki:
“Sizler mi cemâlde güzeldiniz,
Yoksa Yûsüf Nebî mi,
doğruyu söyleyiniz?”
Bu suâl karşısında, mahcup
olup bu defâ,
Derler ki: “O, elbette
güzeldi bizden daha.”
O zaman
denilir ki: “Güzelliği Yûsüf’ün,
Onu, ibâdetinden ayırmadı
hiçbir gün.
O dahî sizler gibi bulundu
kul emrinde.
Lâkin kusûr etmedi bir gün
ibâdetinde.
Onu men etmedi de bu
şeyler ibâdetten,
Sizi mi men eyledi,
mahrumluk oldu hepten?”
Sonra, ehl-i mahşere bir
nidâ daha gelir.
Denir ki:
“Gâfil olan fakirler nerededir?”
Onlar dahî gelince,
sorulur şöyle hemen:
“Size, ne mâni oldu Allaha
ibâdetten?”
Derler ki: “Biz
dünyâ'da fakir idik be gâyet.
Bundan gaflete düşüp,
yapamadık ibâdet.”
Onlara da
denir ki: “Siz mi çok fakirdiniz,
Yoksa Îsâ Nebî mi, doğruyu
söyleyiniz?”
Onlar, çok mahcup olur ve
derler ki cevâben:
“O, bizden daha fazla
fakirdi hakîkaten.”
Denilir ki:
“O, sizden fakir iken çok daha,
Yine de ibâdeti aksatmadı
Allaha.
Fakirlik, ona mâni olmadı
da tâate,
Size mi mâni oldu,
düştünüz bu gaflete?”
Her kim de, bu “Dört
şey”den ederse eğer gaflet,
Bunların sâhibini düşünüp,
alsın ibret.
Yorumlar