Dervişler 3 Çeşittir
Bişr-i Hafi Hazretleri cemaatle sohbet ediyor, rızadan bahsediyordu.
Sohbette bulunanlardan birisi; "Ey Bişr! Makam ve itibar sahibi olduğun
için halktan hiçbir şey kabul etmiyorsun. Eğer zühd sebebiyle hakikaten
dünyadan yüz çevirmişsen, halktan gizlice bir şeyler alıp fakirlere ver
ve kendin de tevekkül üzere oturup rızkına razı ol." dedi. Bu söz
üzerine Bişr-i Hafi buyurdu ki: "Bunun cevabını dinle. Fukara ve
dervişler üç çeşittir. Birinci kısım, asla kimseden bir şey istemez,
verirlerse de almaz. Bunlar hâl sahibi, ruhaniyet ehli kimselerdir.
İzzet ve celâl sahibi Allah-ü Teâlâ’dan her ne isterlerse, Allah onu bu
kimselere verir. Allah-ü Teâlâ şunu verecek diye yemin edecek olsalar
derhâl duaları kabul edilir. Diğer bir kısmı halktan bir şey istemez ama
verildiğinde kabul eder. Bunlar dervişlerin orta tabakasıdır. Allah-ü
Teâlâ’ya tevekkül ederek sükûn, rahat bulurlar. Bu kısım, kudsiyet
makamında ebediyet sofrasına oturmuş bir tâifedir. Üçüncü kısım ise,
güçleri yettiğinde sabrederek oturur ve rızkın geleceği vakti gözler.
Böyleleri zarurî ihtiyaçları mecbur bırakırsa, kalpleri Allah-ü Teâlâ’ya
bağlı olduğu hâlde çıkıp halktan isterler." Bu cevabı alan kimse; "Bu
söze râzı oldum. Allah’da senden râzı olsun." dedi.
Yorumlar