CEHENNEMİN KÜKREMESİ
Emreder Hak teâlâ “Cehennem
gelsin!” diye.
Ona bir korku gelir ve
başlar titremeye.
O gelen meleklere, eder
çok feryât, figân.
Ve der ki: “Ey melekler,
Rabbimiz bana şu an,
Azap ettirmek için bir
mahlûk halk etti de,
Azap mı edecektir onunla
bu vakitte?”
Derler ki:
“Öyle değil, seninle cenâb-ı Hak,
Küffârın
cezâsını verecektir muhakkak.
Biz de, bu maksat ile sana
geldik esâsen.
Sen dahî bunun için
yaratılmıştın zâten”.
Onu, yetmişbin "İp"le
çekerler kuvvetlice.
Ve her ipte, yetmişbin "Halka"
vardır bir nice.
Her halkada, yetmişbin
vardır ki "Zebânî"ler,
Her biri, ayrı ayrı
dağları devirirler.
O zaman, "Cehennem"in
öyle bir bağırması,
Olur ki etrâfına öyle ateş
saçması,
O şiddet ve gayz ile gelir
bir galeyâna.
Yedi kat âsumânı boğar
"siyah duman"a.
Mahşere, “Bir senelik”
bir mesâfe var iken,
Bir ara, meleklerin
kurtulur ellerinden.
Gümbürtüsü, şiddeti öyle
olur ki hattâ,
Bir yıllık mesâfeden
duyulur Arasat’ta.
Ehl-i mahşer, bu sesi
işitip çok korkarlar.
Hemen birbirlerine, “Bu
ne?” diye sorarlar.
Sonra
öğrenirler ki, “Kurtulmuş da Cehennem,
Ehl-i mahşer üstüne
geliyormuş şimdi hem.”
Bunu duyan herkesin,
çözülür dizi bağı.
Oldukları yerlere çöker
hep mahşer halkı.
Hattâ Peygamberler de,
korkuya kapılırlar.
Çoğu, Arş-ı âlâ’ya
korkuyla sarılırlar.
“Nefsî! nefsî!” diyerek o
zaman her Peygamber,
“Bu gün nefsimden başka
hiçbir şey istemem” der.
Yalnız Peygamberimiz, eder
ki şöyle niyâz:
“Yâ Rabbî, ümmetime ver
selâmet ve halâs.”
O zaman Cehennemden çıkar
ki öyle bir ses,
Boğulma noktasına gelirler
o an herkes.
Korkudan, bitkin hâle
gelerek ehl-i mahşer,
Yüzleri üzerine kapaklanıp
düşerler.
Ve hattâ şiddetinin
çokluğundan Cehennem,
İkiye ayrılacak bir hâle
gelir hemen.
Hak’tan başka kimseden bir
ümit kalmadığı,
Korkudan, hiç kimsenin
kımıldıyamadığı,
Bir zamanda, ortaya çıkar
"Hakkın Habîbi".
Cehennemi durdurup,
kendine kılar tâbi.
Buyurur:
“Dön geriye, hor ve hakîr olarak!
Ki, gelsin sana sonra
kimler ise müstehak.”
Sâkinleşir Cehennem bu
îkâz üzerine.
Ve der ki:
“Yâ Muhammed, muntazırım emrine.”
O zaman Resûlullah,
Cehennemi tutarak,
Arş’ın soluna koyup,
mahşerden eder ırak.
Onun bu şefkatini görünce
ehl-i mahşer,
Bunu, birbirlerine
söyleyip müjdelerler.
Zîrâ buyuruyor ki Kur'ânda
cenâb-ı Hak:
“Gönderdik âlemlere, seni
rahmet olarak.”
İMÂM-I GAZÂLÎ
(Rahmetullahi Aleyh)
Yorumlar